https://www.milliyet.com.tr/pembenar/esra-oz-gazeteci/kirik-ve-cikikciya-giden-var-mi-2199697
Çocukken, mahallede birileri düşüp bir yerlerini incittiğinde hastaneye götürülürdü. Ancak sonrasında geçmiş olsun diye gelen teyzelerden elinin çok güçlü olduğu kırıkçı ve çıkıkçılar da tavsiye edilirdi. O zamanlar bu söylenenlere anlam veremezdim. Çünkü insan hastalanınca doktora giderdi.
Yıllar geçti, durum değişti diye düşünürken, internette bir video izledim. İnsanlara ilginç uygulamalar yapan yaşlı bir amca, “iyileşeceksin” diye telkinde bulunuyordu. Bunların hala yapılıyor olması çok ilginçti. Derken kırık, çatlak ya da her hangi bir hasar olduktan sonra ilk olarak kırıkçı ve çıkıkçılara daha sonra ortopedi ve travmatoloji polikliniğine başvuran hastalarla ilgili araştırmadan haberim oldu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Umut Hatay Gölge ile ilginç ve ders alınması gereken sonuçlar hakkında konuştuk.
Kırık ve çıkıkçılarla ilgili araştırma yapmak nereden aklınıza geldi?
Ben çocukken ve sosyal güvencemiz yokken ailem beni de birkaç kez kırıkçıya götürmüştü. Bunların benim üzerinde doktor ve hatta ortopedist olmama etkisi vardır.
Uzun yıllar geçmesine rağmen ülkemizde özellikle de doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesinde kırıkların sağaltımını halen hekim dışı kişiler tarafından yapılmaktadır. Literatürde ise bunlara Afrika, Asya, Güney Amerika gibi gelişmemiş ülkelerde rastlanmaktadır. Mecburi hizmet sırasında yaşadığım birçok dramatik hadise sonucu bunları dökümante etme ihtiyacı hissettim. Yöneticimizden aldığımız izin sonrası yardımcı sağlık personellerimizin desteği ile verilerimizi topladık.
Mecburi hizmet sırasında ne gibi olaylarla karşılaştınız?
Yaşadığım dramatik hadiselerin birkaçı ise şöyle, acilde muayene ettiğim ve muhtemel kırığı olan çocuk hastaya film istedim. Ancak uzun süre beklememe rağmen hasta yakınları çocuğu getirmeyince, Röntgen odasındaki teknisyene hastaya film çekilip çekilmediğini sordum. Teknisyen ise hastanın filminin çekildiğini ve filmlerle birlikte kırıkçıya gittiklerini söyledi. Bir başka gün ise emekle yaptığım kırık redüksiyonu ve alçı sonrası gelen bir teyzemin alçıyı çıkartmak için acil servise gelmesiydi. Ben, “Alçıyı neden çıkartmak istiyorsun?” diye sorduğumda, kırıkçının yapılan alçıyı beğenmediğini eğri olduğunu söylemesiydi. Ben de üzülerek imzalarını alarak alçıyı çıkarmak zorunda kaldım. Son olarak ise erken dönemde tespit ettiğim Gelişimsel Kalça Displazisili (GKD) 3 aylık bir çocuğa bandaj kullanılırsa çok büyük oranda kalça çıkığının düzeleceğini ailesine anlattım ve bilgilendirdim. Ancak hastayı 6 aylıkken tekrar gördüğümde nerdeyse bandaj hiç kullanılmamıştı ve hasta kırıkçıya götürülmüş kalça çıkığının düzelip düzelmediğini sormak için film çekilmesini istemişlerdi. Bende her iki kalçasında hala problemin devam ettiğini artık alçı ile düzelebileceğini ilettim. Hasta yakınları kabul etmeyip filmlerle gitmişti. Bu seferde çocuklarını başka bir ustaya (kırıkçıya) götürdüklerini çocuk 12 aylıkken polikliniğe getirdiklerini gördüm. Masum çocuk paytak paytak yürümeye çalışıyordu. Bandajla tedavi edilebilecek şeye artık ameliyat gerekiyordu. Ve hastayı Yüzüncü Yıl Üniversitesine sevk ettim. Benim en çok duygulandığım üzüldüğüm hadiselerden biridir.
Evet çok şaşırtıcı bir durum. Ülkemizde tıbbi olanakların yeterli seviyeye geldiği, genel sağlık sigortasının uygulandığı, 21. yüzyılda kırık ve çıkıçılar halk sağlığı açısından halen büyük bir problem oluşturmaktadır.
Çalışma 2012-2013 yılları arasında doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesindeki iki devlet hastanesinde ortopedi ve travmatoloji polikliniklerine herhangi bir travma ve travma sekeli ile başvuran 14 bin 80 olgudan 3 bin 422’sinin hastaneye başvurmadan önce kırık ve çıkıkçılar tarafından girişime maruz kaldığı tespit edildi.
Bir yıl gibi bir sürede bu kadar çok hastanın gitmesi çok şaşırtıcı. Genelde kimler gidiyor ve neden?
Kırıkçı ve çıkıkçılara çoğunlukla 11-20 yaş arası hasta grubu gitmekte ve götürülmektedir. Çoğunlukla eğitim düzeyi düşük bireyler, sosyal güvencesi olmasına rağmen başvuruyor ve çocuklarını götürüyor. Gitme nedenleri arasında ilk sıralarda doktor yerine kırıkçıyı tercih etme ve hastanede sakat kalma korkusu olduğu görüldü.
Doktorlardan bu kadar çekinmelerine sebep sizce ne olabilir?
Eskiden sosyal güvence yokluğu, doktor bulamama ve ulaşım güçlüğü gibi nedenler önemli tercih nedenleriydi. Ancak günümüz Türkiye’sinde neredeyse herkesin sosyal güvencesi mevcut olup ulaşım şartları ve uzman doktor bulma imkânı her bölgemizde mevcuttur. Dolayısıyla doktor yerine kırıkçıya tercih edip onlara güvenmelerinin en önemli nedeni eğitim eksikliğidir.
Peki, sonra nasıl hastaneye gelmişler?
Hastaneye gelme nedenleri arasında ise ilk sırada kırıkçıda uygulanan tedavi sonrası istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmasıdır. Hastanede konulan tanılar arasında ilk sıralarda büyük kemik kırığı ve yumuşak doku travması olduğu görüldü.
Kırıkçı ve çıkıkçılara gidenlerin kaçına yeniden cerrahi müdahale uyguladınız?
Kırıkçıların uygulamalarına bakıldığında çeşitli maddelerle sargının yüzde 50 oranında olduğu görüldü. Tedavi sonrası istenmeyen sonuçların oranının da yarı yarıya olması dikkat çekiciydi. Kırıkçı müdahalesi sonrası cerrahi müdahale önerilen hasta oranı yüzde 28 olup maalesef azımsanmayacak düzeydedir.
İnsanları doğru yönlendirmek için ne yapılmalı?
Sağlık hizmetlerine ulaşım ve yararlanmada belirgin mesafe kat edildiği, tıbbi olanakların yeterli seviyeye doğru ilerlediği düşünülürse halkın sağlık alanında eğitilmesi ve bu konuyla mücadele eylem planı oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca gerekli adli ve cezai yükümlülüklerin yeniden gündeme alınması ve düzenlenmesi gerekmektedir.
Doç. Dr. Umut Hatay Gölge kimdir?
2011 -2013 yılları arasında Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 15 ay Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olarak görev yaptı. Bu süre zarfında karşılaştığı en önemli problem halkın ortopedi doktorlarından çok, halk arasında usta dedikleri kırıkçı -çıkıkçıları (Anadolu’daki ismiyle de sınıkçılara) tercih etmeleriydi. Bu sosyal problemden dolayı birçok masum çocuk sakat kalmaktaydı ve kaldı. Bu çalışma Avrupa’da yayınlanan Tropical Doctor dergisinde yer aldı.
Evet çok şaşırtıcı bir durum. Ülkemizde tıbbi olanakların yeterli seviyeye geldiği, genel sağlık sigortasının uygulandığı, 21. yüzyılda kırık ve çıkıçılar halk sağlığı açısından halen büyük bir problem oluşturmaktadır.
Çalışma 2012-2013 yılları arasında doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesindeki iki devlet hastanesinde ortopedi ve travmatoloji polikliniklerine herhangi bir travma ve travma sekeli ile başvuran 14 bin 80 olgudan 3 bin 422’sinin hastaneye başvurmadan önce kırık ve çıkıkçılar tarafından girişime maruz kaldığı tespit edildi.
Bir yıl gibi bir sürede bu kadar çok hastanın gitmesi çok şaşırtıcı. Genelde kimler gidiyor ve neden?
Kırıkçı ve çıkıkçılara çoğunlukla 11-20 yaş arası hasta grubu gitmekte ve götürülmektedir. Çoğunlukla eğitim düzeyi düşük bireyler, sosyal güvencesi olmasına rağmen başvuruyor ve çocuklarını götürüyor. Gitme nedenleri arasında ilk sıralarda doktor yerine kırıkçıyı tercih etme ve hastanede sakat kalma korkusu olduğu görüldü.
Doktorlardan bu kadar çekinmelerine sebep sizce ne olabilir?
Eskiden sosyal güvence yokluğu, doktor bulamama ve ulaşım güçlüğü gibi nedenler önemli tercih nedenleriydi. Ancak günümüz Türkiye’sinde neredeyse herkesin sosyal güvencesi mevcut olup ulaşım şartları ve uzman doktor bulma imkânı her bölgemizde mevcuttur. Dolayısıyla doktor yerine kırıkçıya tercih edip onlara güvenmelerinin en önemli nedeni eğitim eksikliğidir.
Peki, sonra nasıl hastaneye gelmişler?
Hastaneye gelme nedenleri arasında ise ilk sırada kırıkçıda uygulanan tedavi sonrası istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmasıdır. Hastanede konulan tanılar arasında ilk sıralarda büyük kemik kırığı ve yumuşak doku travması olduğu görüldü.
Kırıkçı ve çıkıkçılara gidenlerin kaçına yeniden cerrahi müdahale uyguladınız?
Kırıkçıların uygulamalarına bakıldığında çeşitli maddelerle sargının yüzde 50 oranında olduğu görüldü. Tedavi sonrası istenmeyen sonuçların oranının da yarı yarıya olması dikkat çekiciydi. Kırıkçı müdahalesi sonrası cerrahi müdahale önerilen hasta oranı yüzde 28 olup maalesef azımsanmayacak düzeydedir.
İnsanları doğru yönlendirmek için ne yapılmalı?
Sağlık hizmetlerine ulaşım ve yararlanmada belirgin mesafe kat edildiği, tıbbi olanakların yeterli seviyeye doğru ilerlediği düşünülürse halkın sağlık alanında eğitilmesi ve bu konuyla mücadele eylem planı oluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Ayrıca gerekli adli ve cezai yükümlülüklerin yeniden gündeme alınması ve düzenlenmesi gerekmektedir.
Doç. Dr. Umut Hatay Gölge kimdir?
2011 -2013 yılları arasında Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 15 ay Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı olarak görev yaptı. Bu süre zarfında karşılaştığı en önemli problem halkın ortopedi doktorlarından çok, halk arasında usta dedikleri kırıkçı -çıkıkçıları (Anadolu’daki ismiyle de sınıkçılara) tercih etmeleriydi. Bu sosyal problemden dolayı birçok masum çocuk sakat kalmaktaydı ve kaldı. Bu çalışma Avrupa’da yayınlanan Tropical Doctor dergisinde yer aldı.